16 Mayıs 2018 Çarşamba

İKİ ŞEHRİN HİKAYESİ

 Başlığı gören kitapseverlerin aklına Charles Dickens’ın ‘’İki Şehrin Hikayesi’’ romanı gelmiştir, biliyorum. Hani şu ihtilal yıllarında geçen, okuyanların en beğendiği kitaplar arasına giren, tahlilleri yapılan, üzerine tartışmalar ve söyleşiler olan meşhur dünya klasiği… Fakat bizim şehirlerimizin hikayesi biraz farklı. Birisi batının, diğeri doğunun göz bebeği. Birisi dünya tarihinin en önemli imparatorluklarından birinin başkenti, diğeri üzerinde yüzyıllık davaların, emellerin güdüldüğü şehir. Biri son dinin müjdelenmişi, diğeri üç semavi dinin kutsalı… Biri bir imparatorluğun ve onun hükümdarının çağ açıp çağ kapattığı, tarih sahnesine büyük adımlarla giriş yaptığı şehir; diğeri ise büyük bir devletin kudretli hükümdarına gülmeyi yasak eden, uğruna yedi düvelin seferler düzenlediği şehir… Biri son zamanlarda kanayan yaramız, diğeri ise ruhunu yitirdiğimiz bir beton yığını… Biri cihan hükümdarı, Yahya Kemal’in ‘’ Sultan Selim-i Evvel’i rametmeyüp ecel / Fethetmeliydi alemi şan-ı Muhammedi’’ sözleriyle andığı, 8 yıla 80 yıllık işler sığdıran Yavuz Sultan Selim’in sefer hedefi; diğeri yine Yahya Kemal’in ‘’ Sana dün tepeden baktım aziz İstanbul! / Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. / Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! / Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.’’ mısralarıyla anlattığı aziz şehir… Biri fiilen, diğeri ruhen kaybettiğimiz; birinde diğeri için savunmalar yaparken aslında ikisine de sahip olmadığımızı fark edemediğimiz şehirler… Kaderleri bir değil miydi onların? Bir olmalıydı, izin vermediler, gözümüzün önünde alıp gittiler... Zulümlere dur diyemediğimiz, kendimizi avutmak için dahi elimizde bir şey bulamadığımız; ailelerin, hayatların dağıldığı yıkıldığı şehirler... Evet, İstanbul ve Kudüs onlar; hani uğurlarında canlar feda edilen, milletler içinde atılamayan ukdeler bırakan, egemenlik kavramının pek geçerli olmadığı özgür şehirler... Peki bu bir türlü sahip olunamayan özgür şehirlerin hikayesinde sona mı geldik, yoksa yeni bir başlangıç yakın mı? Bilinmez…
                                                   Ömer Faruk Tilbaç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Nazan Bekiroğlu'ndan Eşşiz Bir Eser

"Büyükhanım'ın tanıyamadığı farklı milletlerden, coğrafyalardan, zamanlardan milyonlarca insan hepsi de acı içinde...